BİR DAL SERUMUNU ALIRIM DOKTOR

blog yazısı ekle !

BİR DAL SERUMUNU ALIRIM DOKTOR

Ankara sanki doktorların da başkenti gibi gerçekten Türkiye'nin neresinde olursa olsun birileri rahatsızlandığından ilk iş Ankara'daki doktorlara da bir gösterelim oluyor. Doktorluk klişe belki ama gerçekten çok kutsal ve nankör bir meslek insanların ölüm ve yaşam arasındaki o ince çizgideki yerini belirleyen bir meslek.

Doktor ve hasta arasındaki diyaloglar ve bağlar gerçekten çok ama çok önemli kolay değil can tatlıdır, sende canını bir insanın eline teslim edip ona emanet ediyorsun. Seni kesiyor, biçiyor, kimyasal ilaçlar veriyor, hatta iyileştirip sağlığına kavuşturuyor. Ama başta da dedik ya kutsal meslektir doktorluk diye aynen öyle, yine de pek sevilmiyor.

Hatta bazen öyle ki yıllarını verip seni kesmeyi, biçmeyi öğrenen o güzel insandan daha çok bildiğini savunanlar var. Hani sorsan böbreğin nerede yerini de bilmez. Doktorluk öyle bir şey ki branşlara ayrılmış mesela cerrahlar var hayranlık uyandırır insanlarda olaya bak şimdi, bıçaklansan ölürsün ama adam okulunu okumuş ortadan ikiye cırt diye seni ayırır fakat yaşarsın. Neyse şaka bir yana cidden önemli bölümlerden biridir. Tüm tıp dalları sonunda cerraha çıkar.



Kadın doğum, Ortopedi, Üroloji, Dahiliye bu liste uzar gider. Bu tıp insanları seni beni kurtarmak hayatlarını insanlığa adamak için çalışırlar. Uzun ve uykusuz nöbetler tutar acılı insanlara destek olur hatta çoğu zaman sakinleştirirler. İnsanın canı yandığı an en çaresiz olduğu andır. İşte o anlarda en saldırgan olduğumuz ve belki de mantığın devreden çıktığı, öfkenin en ön planda yer aldığı zamanlardır. Garibim doktorlar demin hayat kurtarır bir de gelip bu hallerimiz ile baş etmeye çalışırlar.

Doktorluk her yiğidin harcı değildir. Bazen bir kanser hastasının, hastalığını öğrendiği ilk an da yanında olur ve onun o çaresiz, korkmuş ve yıkılmış halini görür yine de çareler olduğunu onunla birlik olurlarsa yenebileceğine ikna etmeye çalışır o anda en aciz olduğu anını görür ve o an işte o ilk an o kadar önemli ki hastanın doktora güvenip canını teslim etmeye karar verdiği andır.

Ne olacağını ve içinde neler yaşandığını bilmediğin bir durum içerisine girersin sana testler, Mr' lar tomografiler yapılır. Heyecan ve korkuyla hiç bir şey anlamadığın o kağıtlar ve sonuçlar ile kapısında çaresizce beklersin. Odadan içeri girip gülen bir yüzle seni karşılayan doktorun, belki dünyanın en kötü hastalığına bile yakalanmış olsan öyle bir yaklaşım ile yaklaşır ki alerji olmuşsun da tedavi olup bitecek gibi yaklaşır sana. İşte doktorluk budur bence birlik içinde olmak ve her hastalığı yeneceğine inanmak ve hastasını da inandırmaktır.

Tabi ki tablo her zaman bu kadar kötü de değildir. Mesela grip içinde gidebilirsin bir doktora, bir kırık bacak içinde bir göz muayenesi yada bir cilt hastalığı içinde konu her ne olursa olsun vaktinde müdahale edilmesi gereken bir durumdur.

Hepimizin de bildiği gibi sağlığın şakası yoktur ve insan için en hassas durumdur. Ama biz Türk'ler son demine gelmeden doktora gitmeyen gittiğinde de gecikmenin sorumluluğunu asla almayan bir toplumuz boşuna demiyoruz. Doktorluk zor meslektir diye, sevmeyiz doktorları fakat onlarsız da olamayız. Şimdi hep fiziki rahatsızlıklarımıza bakan doktorlarımızdan konuştuk da ...

Peki Ya Ruhsal Rahatsızlıklarımıza Bakan Doktorlarımız

İşte en gariban doktor kesimi de toplum önündeki konumları ile psikologlar ve psikiyatristlerdir. Onlara hep paracı doktorlar olarak bakılır, sanki ben anlatıp para verdim diye yada bana en fazla bir ilaç verdi diye derdim mi bitecek. Evet bitmeyecek ama iyiye gidebilecek bir yol bulmuş olacaksınız.

Bu doktor kesimine anlatıkların için senden saat başı para alan insanlar olarak bakmak yerine o anlattıklarını analiz edip sana yol gösteren yada altında yatan nedenleri bularak bunlardan nasıl kurtulabileceğin hakkında sana yollar açan bir takım doktorlar olarak baksak daha doğru olacak.

Dalağını Eline Alıp Gitmiyorsun Ki

Şimdi sen dalağını eline alıp Ankara'nın en iyi doktoruna gitsen ve desen ki "ahan da bu benim dalağım, ağrıyor bir şey yap doktor hanım/ bey " o zaman kolayca ilaç verir, serum takar, ameliyat eder yapar yani bir şeyler ama psikoloji bu anacım, serum takılmaz, ameliyat edilmez sadece gerekli durumlarda anının tadını çıkarda bilmen için gevşetici bazı haplar verebilir.

Ama senin çocukluğunda yaşadığın bir olayı Ankara'nın en iyi doktoru da olsa zaman ile çözümler seni dinler sorununu bulur çocukluğundaki o problem ile nasıl başa çıkabileceğin konusunda yollar gösterip telkin edebilir. Ne yapsın ruhsal bunalımına serum mu taksın ?

Depresyonuma Bir Serum Tak Doktor

Günümüz şartlarında o kadar çok sorun ve stres ile burun buruna geliyoruz ki. Trafikte, Avm'de restoranda yada iş hayatında belki de geleceğin için gittiğin tüm umutlarının bağlı olduğu o kursta o kadar stresler ve kaygılar yaşıyoruz ki ister istemez ruhumuz rahatsızlanabiliyor ki bu durumda en az fiziksel rahatsızlıklarımız kadar önemli ve bir o kadar da rutin hayatımızı, başarımızı ve motivasyonumuzu etkileyen bir etkendir. Ankara şartlarında bir sahilde yok ki gidip kafa dağıtalım stresimizi azalsın bir deşarj olalım. Ama bazen sahilinde gücünün yetmediği durumlar oluyor.

Nasıl karnın ya da başın ağrıdığında bir doktora gidip hemen bunun kesilmesini istiyorsan ruhun ağrıdığında da bir doktora gitmelisin. Ankara' da bu konuda uzman o kadar çok doktor var ki. Yazının en başında da söylediğim gibi bütün şehirlerden Ankara doktorlarına rağbet var. Çünkü ülkemizin en iyi tıp fakülteleri Ankara'da. İşte tam da bu sebep ile en iyi doktorların büyük bir çoğunluğu da Ankara'da.

Olaya Depresyon Bunalım Diye Bakma

Şimdi artık bir de binlerce umutla kurduğumuz mutluluk yuvamız dediğimiz o güzel umutlar ile yanına sevdiğimizi de alarak çıktığımız yollarda da ara sıra insanların ayakları tökezleyebiliyor. Bazen hayat içerisindeki o koşturmaca insanları öyle bir yıpratıyor ki en sevdiğimiz eşimize hatta evlatlarımıza bile tahammül sınırlarımızı aştığımız anlar olabiliyor. Bu durumlarda en az kendimizi yıprattığımız kadar karşımızdakileri hele de en yakınımızdaki sevdiğimiz insanları yıpratabiliyoruz.

Böyle durumlar evliliklerde çok sık yaşanabiliyor ve asla göz ardı edilmemesi gereken çok fazla önemli bir konudur. Günümüz şartlarında hepimizin oldukça sabırsız ve tahammülsüz olduğunu düşünürsek kaçınılmaz olan sona boşanmalara yöneliyoruz. Ama biz değil miydik bu yola çıkarken mutluluk sarhoşu olan ve sevdiğimizi asla bırakmayacağımızı söyleyen şimdi boşanma konumuna gelmiş bir evliliğimiz varsa yine yollarımız onlara yani doktorlarımıza çıkıyor.

Son kapıyı kapatmadan önce Ankara doktorlarına bir başvurmalı en azından evlilik terapistleri ile son kez görüşmeliyiz.

Uzun lafın kısası; ister ruhsal, istersen de fiziksel olarak rahatsız ol ya da içinden çıkamadığın bir durum içerisinde ol mutlaka ama mutlaka Ankara'nın uzman doktorları ile geç olmadan görüş :)